ÜSTAD ZEKİ SAVAŞIN YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASI METNİ:
“IŞİD, zuhurundan bugüne irtikab ettiği cürümlerle yer yüzünde fesad çıkaran “müfsidün fil-erz” hükmüne müstehak olmuştur. İslam ordusu, gittiği beldelere eman götürür, o belde halkalarını selamete kavuşturur. Ne var ki, IŞİD, İslam adı altında gittiği her yerde yüzbinlerce sivil insanı yerinden yurdundan ederek ölüme ve hicrete maruz bırakmıştır. IŞİD, kelimetullahın yüceltilmesi için giden Peygamber ordusunun izinden değil, gittiği her yeri viran eden istilaci Moğol ordusunun izinden gitmektedir.
Bölgedeki Şii, Sünni, Ezidi, Arap Kürd, Türkmen bütün dini ve etnik unsurları hedef alan, onların canına, malına, namusuna el uzatan bu şer odağına karşı bölgedeki tüm mutedil ve vasat çizgideki Müslüman halkların el birliği, iş birliği yapması, ortak bir direnç hattı oluşturması elzemdir.
Mezhebi ve etnik çatışmalara zemin hazırlayan, işlediği cinayetlerle herkesin kalbine korku salmaya çalışan, kitleleri yerinden eden bu müfsid ve şer gücünü bölgedeki mutedil güçlerin durdurması, gayri Müslimlerin müdahalesine imkan tanımaması gerekirdi/gerekir. Bölge devletleri ve halkları kendi içimizde çıkan veya başkalarınca çıkarılan bu şer gücünü etkisiz hale getiremezse, yabancı güçlerin müdahalesi kaçınılmaz olacak ve dış müdahale yeni sorunlara zemin hazırlayacaktır.
Musul ve Erbil’den sonra savunma gücü yetirsiz olan Suriye Kürdlerine IŞİD’in saldırması ve oluşturduğu korkuyla bir günde yüz bin insanı yerinden etmesi karşısında bu mazlum Müslüman halkların yardımına koşmak İslami ve insani bir vazifedir.
Zulme uğrayan halklar hakkında İslami ve insani duyarlılık gösteren Türkiye hükümetinin de kendi komşusu, dindaşı ve müttefiki sayılan Güney ve Rojava Kürdlerine silah ve lojistik destek vermesi gerekiyor. Hükümetin her vesileyle dile getirdiği zulüm karşıtı duyarlılığı, böyle bir desteği göstermesini icab ettiriyor. Zira kardeşlik, dostluk ve müttefiklik zor günlerde kendini gösterir.”
