• BIST 8718.11
  • Altın 2246.452
  • Dolar 32.3304
  • Euro 35.1901
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 2 °C
  • Van 3 °C

Referandumun Ardından

Referandumun Ardından
Siyasal tarihimizde önemli bir dönemeç sayılan 16 Nisan referandumu, öncesinde olduğu gibi sonrasında da farklı zaviyelerden değerlendirmelere konu olacaktır.

Bu çerçevede referandumdan sonraki gelişmelere binaen bazı mevzuları ele almak gerekiyor.

 

Yönetim şekli ve onu belirleme beşeri bir faaliyettir, yani emrüllah ile değil emrünnas ile ilgilidir. Bu sebeple yönetime ilişkin konuların necat ve fecaat temelinde değil, iyi ile daha iyi temelinde değerlendirilmesi gerektiğine dair kanaatlerimizi referandum öncesi açıklamalarımızda dile getirmiştik.

Yönetim şekli beşeri olduğuna göre, beşeri olan hiç bir şey eksikliklerden ari ve beri değildir. Her yönetim şeklinin olumlu ve olumsuz yanları vardır ve olacaktır.

Beşeri olan bu faaliyette en iyi belirleme yönteminin de referandum olduğu inancındaydık ve inancındayız. Halkın çoğunluğunun verdiği kararı  herkesin kabul etmesi gerekir. Bu,evrensel ve medeni bir kuraldır. Referandum sonucunun uygulanmasını engellemeye çalışmak, evrensel bir kuralı yıkmak olur ve artık hiç bir kural ikame edilemez o zaman. Halkın karar vermeye yetkili olduğu bir konuda halkın verdiği kararı reddetmek, toplumsal düzeni ve bir arada yaşamayı sağlayan kaideleri sarsmak olur ki, bunun sonucu herkese bedel ödeten toplumsal bir kaosa dönüşür.

Referandumlarda 50+1 ile hayır çıktığında evet diyenlerin, 50+1 ile evet çıktığında hayır diyenlerin soncu reddetme gibi bir hakkı olamaz. Sonucun doğruluğuna katılmayabilir ve bu kanaatlerini dillendirebilirler ama sonucun uygulanmasını engelleme hakkına hiç bir kesim sahip değildir.

Toplumsal iradeyi evrensel kurala göre yansıtan referandum sonuçlarına karşı çıkanlar, en kestirmeden halk iradesini tanımayan dayatmacı zihniyetin bilerek veya bilmeyerek yanında yer almış olurlar. Azınlığın çoğunluğa dayatmada bulunması asla kabul edilemez. Dayatmacı azınlığın halk iradesine doğrudan cephe almamak için teknik bazı konuların arkasına sığınarak halkın iradesini değiştirme oyunu tutmayacaktır. Çünkü asıl niyetlerini gösteren çok sayıda bilgi ve belge mevcuttur.

Yabancı ülkelerin referanduma ve sonuçlarına taraf olması da konunun teknik değil, referandumun getiri ve götürüleriyle ilgili olduğunu göstermektedir. Yönetim şeklini belirlemek, her ülkedeki insanların sorumluluğundadır, başkalarına müdahale hakkı vermez. Müdahale ederlerse, amaçlarının aksine bir tepkiyle karşılaşırlar. O zaman hayır diyenlerin bir çoğu da evete döner. Çünkü bağımsız hiç bir millet, başkalarının kendi işlerine müdahalesinden hoşlanmaz.

Referandum sonucunun kabulüyle ilgili bu değerlendirmemizden sonra ferandumun sonuçlarına ilişkin bazı hususları hatırlatmakta yarar var:

Bir: 17 Nisan itibariyle Türkiye yeni bir döneme girmiştir. İcra ile yasamanın birbirinden ayrılması, yürütmede istikrar için temsilde adaleti zedeleyen seçim barajı kuralı artık anlamını yitirmiştir. Bu nedenle en kısa sürede seçim barajının sıfırlanması, temsilde adaletin gerçekleştirilmesi gerekir. İllet sakıt olduğu zaman ma’lul da sakıt olur. Yürütmede istikrar sağlandığına göre, temsilde adaleti engelleyen neden/illet düşmüştür. Bundan sonra seçim barajını korumanın hiç bir meşru ve makul gerekçesi kalmadığından bu kuralı korumanın ve savunmanın anlaşılabilir bir yanı olmaz ve ciddi sıkıntılara da yol açar.

Barajın sıfırlanması, hem parlamentonun temsil ve yasama kabiliyetini güçlendirecek hem de siyasal katılımı arttıracak ve farklı ittifaklara imkan sunacaktır.

İki: Referandum öncesi ve sürecinde iktidarın MHP ile ittifaka gitmesi, milliyetçi söylemlere kayması, müslüman Kürd seçmeni ikinci plana itmesi gibi olumsuz ve isabetsiz tercihlere rağmen Kürd seçmenin referandumun evet ile sonuçlanmasını sağlayacak kadar evete destek vermesi, kendilerine teveccüh edilen milliyetçilerin ise hayıra yönelmesi siyasal tarihimizdeki önemli  notlardan biri olacaktır. İktidarın, kime güveneceği, kimlerin daha güvenilir olduğu konularını bir kez daha düşünmesi gerekiyor. Yakın gelecekte icra oluncak başkanlık sisteminin ve bu sistemin ilk başkanının da bu desteği doğru anlayarak hareket etmesi önem arz ediyor.

Üç: Referandumun iki puan gibi bir farkla evet lehine sonuçlanması her ne kadarbir kesimi üzdüyse de referandumun bu şekilde sonuçlanmasının üç önemli faydası olmuştur:

-Halk, hem fiili iktidara hem de gelecek iktidarlara çantada keklik olmadığını/olmayacağını gösterdi.

-Halk, iktidarın olumlu taraflarını görmekle beraber olumsuzluklarını not etmeyi unutmuyor ve uyarılarını yapıyor. Eğer bu uyarılar doğru anlaşılmazsa, sınıfta kalma güçlü ihtimallerden biridir.

-Tek adam iddia ve söylemlerinin gerçek dışı olduğunu göstermiştir. Oy oranlarının dağılımı, bu ülkede kimseye açık çek verilmeyeceğinin ilanıdır.

-Halk, direksiyonun kendi elinde olduğunu ilan etmiştir.

***

Referandumdan önce ifade ettiğimiz gibi:

Halkın çoğunluğunun tercih ettiği sonucaherkesin uyması medeni, toplumsal ve yasal bir gerekliliktir. Halkımızın çoğunluğunun tercih ettiği sonucun halkımız için hayırlı olmasını diliyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Öze Dönüş | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : Van Öze Dönüş Der Tlf: 432 212 10 18 | Haber Scripti: CM Bilişim