Basın Açıklamasının Tam Metni:
Bugün, 28 Şubat postmodern darbe olarak adlandırılan tankların sokaklarda yürütüldüğü bir askeri müdahalenin 17. yıldönümüdür.
28 Şubat öncesi ve sonrasında kurulan kumpas sonucu binlerce personel ordudan atılmış, binlerce memurun memuriyet görevleri sona erdirilmiş, on binlerce üniversite öğrencisinin fakülteleriyle ilişkileri kesilmiş, yüzlercesi de ülkelerini bırakıp yurtdışına gitmek zorunda bırakmıştır. Birçok kişinin yurtdışında aldıkları diplomalarının denklikleri iptal edilmiş, katsayı uygulaması sonucu İmam Hatip ve Meslek Lisesi öğrencileri eşitsiz bir sınavla Üniversite öğreniminden mahrum bırakılmıştır. Yüzlerce işletme ve İşadamı kara listeye alınarak mağdur edilmiş, Bürokraside çalışan memurlar eşlerinin kıyafetleri nedeniyle soruşturmadan geçirilip sürülmüştür.
28 Şubat sürecinde İnsanlar sadece “Rabbim Allah’tır” dediği ve dini vecibelerini yerine getirdikleri için öcü gibi gösterilmiş, senaryosunu bizzat kendilerinin yazıp yine kendilerinin oynadığı İrtica tiyatroları ile Müslümanlar aşağılanmış, basın ve yayın organlarındaki ABD ve İsrail yandaşları aracılığıyla İslami kesim aleyhine toplumda negatif bir algı oluşturulmaya çalışılmıştır. Üniversitelerde kurulan ikna odaları ve militan ruhlu sözde akademisyenler eliyle Nazi zulmünü aratmayan yüz kızartıcı faaliyetlerin altına imza atılmıştır.
Yaşanılan süreçte birçok sendika, dernek ve vakıf baskı altına alınmış, keyfi uygulamalarla bazıları kapatılmış ve mal varlıklarına el konulmuştur. Bu süreçte yargıya direk müdahale edilerek baskı altıda tutulmuş neticede iktidardaki Refah-Yol olarak bilinen T.C. Hükümeti cebren düşürülmüş, pek çok bankanın içini boşaltılarak yaklaşık 57 Milyar dolar el değiştirmiştir.
28 Şubat süreci bu ülkenin sayıları milyonları aşan insanının inandıkları değerler yüzünden sistemli bir şekilde psikolojik baskı altında tutulduğu, dışlandığı, ötelendiği ve kazanılmış haklarının birçoğunu yitirdiği bir dönem olmuştur.
Bilindiği gibi; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucu, 75’i tutuklu olmak üzere 103 sanık hakkında T.C. Hükümetini Cebren Düşürmeye, Devirmeye İştirak Etmek Suçundan dava açılmıştır..
Darbenin askeri ayağı ile ilgili ağır aksak da olsa bir yargı süreci başlatılmış olmasına rağmen cuntanın yargı, medya ve sermaye ayağı ile ilgili olarak hiçbir somut adım atılmamıştır. Darbe döneminin aktörleri halen imtiyazlarını sürdürme çabasındadırlar ve bürokratik oligarşi ile kurdukları ittifakla seçimle gelmiş hükümetleri baskı altında tutma gayretlerinden geri durmamaktadırlar.
17 Aralık sonrası Türkiye'de yaşanan gelişmeler dolayısıyla Genelkurmay Başkanlığı'nın Ergenekon ve Balyoz Davaları ile ilgili suç duyurusunda bulunması, yargı üzerinde baskı oluşturmuştur. Yargılamanın başladığı 02 Eylül 2013 Tarihinden
bu yana ise tutuklu sanıklar peyderpey tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış, 19 Aralık 2013 tarihi itibarı ile dosyada tutuklu sanık kalmamıştır. Hükümetin tutarsızlığı ve medyaya yansıyan bakanların açıklamaları, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davaya yönelik endişelerimizi kat kat artmaktadır"
Türkiye’deki son gelişmeler 28 Şubat’ın bitmediğini ve görünmez mağdurlar açısından bir zulüm mekanizması olarak devam ettiği gerçeğini maalesef yine doğrulanmıştır.
28 Şubat post modern darbe ile alınan bütün kararlar iptal edilerek bu süreçte mağdur olan insanların mağduriyetleri bir an evvel giderilmelidir.
Acilen halen devam ettiği anlaşılan 28 Şubat siyasi yargılamalarının yok addedilerek tutsakların serbest bırakılması ve zararlarının tazmin edilmesi gerekmektedir.
28 Şubat darbe döneminde, darbe yandaşları tarafından “28 Şubat’ın bin yıl süreceği” pek çok kez ifade edilmiştir. Bizler de 28 Şubat darbesine, temel hak ve özgürlüklere yapılan her türlü saldırıya karşı mücadelemizin devam edeceğini, her türlü darbe tehdidi yok oluncaya, insanların temel hak ve özgürlükleri önündeki tüm engeller kaldırılıncaya kadar yaşanan haksızlıkların takipçisi olacağımızı, tüm kamuoyuna ilan ediyoruz
