• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 23 °C
  • Van 19 °C

Bir katile idam, ötekine yaşa; var mı böyle bir adalet? Haşa!

Bir katile idam, ötekine yaşa; var mı böyle bir adalet? Haşa!
Devlet, sadece kendisiyle ilgili bir konuda öldürülen insanların hakkını korumakla mı yükümlüdür yoksa tüm vatandaşların hakkını korumakla mı?

974-002-001.jpg

Sayın Cumhurbaşkanı, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra sloganlarda yükselen idam talebi üzerine o zamandan beri bu tür kalkışmalarda cinayet işleyenlere karşı idam kararının geri getirilmesi gerektiğini ve meclisten bu kararın çıkması halinde kendisinin de bunu onaylayacağını belli aralıklarla sarahaten ifade ediyor.

Bu yaklaşımın bir doğru bir de eğri tarafı vardır. Doğru tarafı şudur:

Cumhurbaşkanı, bu darbe kalkışmasında mazlumca öldürülen insanların hakkını devletin bağışlayamayacağını dile getiriyor. Sonuna kadar doğru bir yaklaşımdır. Haksız yere öldürülen bir insanın veya insanların katilini devlet bağışlayamaz. İslam hukukunun bu konudaki hükmü de aynen böyledir. Bağışlama hakkı, sadece kan sahiplerine verilmiştir. Onlar katili bağışlarsa, devlet de onu idam edemez sadece kamu davası bakımından hapis veya para cezası verebilir. Bu cihetten, darbe sırasında insanları acımasızca öldürenlerin idamı adil ve şer’i bir yaklaşımdır; ancak maktulun velileri katili affederse durum değişir. Buraya kadar tamamen doğrudur ve biz de bu yaklaşımı inancımız gereği sonuna kadar destekliyoruz.

Bu yaklaşımın eğri tarafı da şudur:

Devlet, sadece kalkışma sırasında veya devlete karşı bir eylemde öldürülen insanların katilini değil, hangi sebepten ötürü olursa olsun, haksız yere öldürülen hiç bir insanın katilini bağışlama hakkına sahip değildir. Kısas hükmü hass değil umuma aittir. Sadece siyasi nedenlere değil, tüm nedenlere şamildir. Kim kimi haksız yere öldürürse, idam hükmü onun için geçerlidir ve devletin,katili bağışlama hakkı yoktur.

Devlete karşı siyasi nedenlerle işlenen suçlardaki öldürmelere, devletin bağışlama hakkı yoktur haklı gerekçesiyle idam gelecek ama bunun dışındaki öldürmelere idam uygulanmayacak.  O zaman şu soruların cevabını kim verecek?

Devlet, sadece kendisiyle ilgili bir konuda öldürülen insanların hakkını korumakla mı yükümlüdür yoksa tüm vatandaşların hakkını korumakla mı?

Tercih birinci şıksa, diğer olaylarda haksız yere öldürülen insanların hakkını kim koruyacak?

Devlet, kendisiyle ilgili bir öldürmede katili bağışlama hakkına sahip değil de neden ve niçin diğer olaylardaki katilleri bağışlama hakkına sahiptir?

Bu yaklaşımın şer’i, akli, hukuki kriterleri ve evrensel ölçüleri nedir?

Devlet, bireylerden güçlü olduğu halde kendisiyle ilgili öldürmelerde idamı savunurken hiç bir savunması olmayan bireylerin ölümünde neden ve niçin aynı adaleti uygulamaktan kaçınıyor?

Güçlünün mü korunmaya yoksa zayıfın mı daha çok korunmaya ihtiyacı var?

Büyük tepki toplayan 11 Şubat 2015 tarihindeki Özgecan cinayetinden aynı yılın sonuna kadar istatistiklere göre 371 kadın ve aile bireyi öldürüldü. Darbe girişiminde öldürülen insanların dörte birine tekabül ediyor.

İzmir Barosu Kadın Hakları merkezinin araştırmalarına göre, son yedi yılda kadın cinayetleriyle ilgili korkunç bir artış var. Bu kadınların çoğu da boşandıktan sonra evlendiği için, boşanmak istediği için veya evlilik teklifini kabul etmediği için öldürülüyor.

Bu kadınların katillerini devlet neden ve niçin bağışlama hakkına sahiptir?

Bu savunmasız mazlum kadınların hakkına kim sahip çıkacak?

Magandaların öldürdüğü mazlum insanların hakkını kim koruyacak?

Kan davalarında öldürülen masum insanların katilini kim idam edecek?

Muhtelif sebeplerden dolayı haksız yere öldürülen insanların velileri, idam hükmünün uygulanması için kime ve nereye başvuracak?

Devlet, hangi hukuk ve adalet anlayışıyla bir katile ‘idam’, ötekine ‘yaşa’ diyecek?

Son soru: Sadece devletle ilgili öldürmelere idam getirmek, zaten güçlü olan devleti ceberutlaştırmaz mı?

Ceza hukukunda idam cezası olduğu dönemlerde de idam hükmü sadece siyasiler için uygulandı. Hiç bir zaman için adli cinayetlerde uygulanmadı. Bu nasıl bir adalet anlayışı? Siyasi maksatla adam öldürülüdüğünde cezası idam, gayri siyasi maksatlarla adam öldürdüğünde cezası hapis olacak. Bir katile idam, ötekine yaşamaya devam et denecek. Bu yaklaşım adalet anlayışına, akla ve şeriata terstir, adalette ayrımcılıktır.

Daha önce de ceberut devletin gadrine uğramış Sayın Cumhurbaşkanı’nın devleti koruma altına alıp bireyleri savunmasız bırakması düşündürücüdür.

İdamı sadece siyasi cinayetler için istemek, adalet ve şeriat ile yüzde yüz çelişmektedir. Bu yaklaşım, Sayın Cumhurbaşkanı’nın sahip olduğu değerler ile de kesinlikle tenakuz halindedir.

Biz, inancımız gereği, idamı savunuyoruz. Zira Rabbimiz, “Kısasta hayat vardır” buyuruyor.Ancak idamın sadece siyasi maksatlarla adam öldürenler için getirilmesini inancımız ve adalet anlayışımız gereği kabullenmiyor, reddediyor ve çok tehlikeli buluyoruz. İdam cezası, insanı haksız yere öldüren herkes için getirilmelidir. Siyasi ve adli ayrım yapılmaksızın idam hükmü uygulanmalıdır. Ayrımcılık, adaletle bağdaşmaz.

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Öze Dönüş | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : Van Öze Dönüş Der Tlf: 432 212 10 18 | Haber Scripti: CM Bilişim