• BIST 8876.22
  • Altın 2928.215
  • Dolar 34.2375
  • Euro 37.4474
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 20 °C
  • Van 13 °C

Taliban ve İŞİD’in Terördeki Domino Etkisi

Taliban ve İŞİD’in Terördeki Domino Etkisi
Taliban ile başlayan ve işidleşme şeklinde devam eden bu sürece katılan tüm örgütler, birileri tarafından kullanılıyor. Kullanılan hiç bir hareket ve örgüt de özgün ve özgür olamaz. Özgün ve özgür olmayandan da hayır gelmez.

974-001.jpg

Ortadoğu’yu ateşe veren kör şiddet ve terör, yaşadığımız topraklara, evimizin ve ailemizin içine doğru ilerlemek istiyor.

Bu sürece nasıl gelindi?

Afganistan istilası sırasında oluşmuş çok sayıdaki silahlı grup, Sovyetler’in Afganistan’dan çekilmesinden sonra grup olmaktan devlet olmaya geçemeyince iç savaş başladı. İki yıl sonra da Pakistan’ın desteğinde olduğu iddia edilen Taliban, dehşet politikasıyla ortaya çıktı ve kısa sürede Afganistan’da önemli yere geldi.

Taliban’ın terörle dehşet yaratma politikası, kendi içinden global ölçekte dehşet saçan Elkaide’yi doğurdu. Elkaide de kendisinden daha çok dehşet saçan İŞİD’i doğurdu. İŞİD de uyguladığı dehşet politikalarıyla hasımlarını ve muvafıklarını kendisine benzetti. Böylece dini bir hareket olarak ortaya çıkan Taliban ile başlayan dehşet stratejisi domino etkisiyle bütün silahlı örgütleri etkiledi. Artık bir İŞİD yok; dini, mezhebi ve etnik işidler var.

İŞİD, Suriye olaylarından önce de Irak’ta pazar yerlerine, camilere, ziyaretlere sayısız oranda bombalı saldırı düzenledi ve hala da düzenliyor. Suriye olayları ile beraber dehşet politikasında baş kesmeler, ateşte yakmalar gibi akla ziyan yöntemler uygulayarak muhaliflerini sindirmeye, kendisine alan açmaya çalıştı.

İŞİD’in bu politikası, hem muhaliflerini hem de bölgede silahlı mücadele veren tüm örgütleri etkiledi. İŞİD’le savaşanlar, biz de ancak onun yöntemleriyle ona karşı durabiliriz diye düşünmeye başlarken, diğer örgütler de biz de ancak İŞİD’in yöntemleriyle hasmımızı  yenebilir ve kendimize alan açabiliriz diye düşünmeye ve sonra da hepsi bunu hayata geçirmeye başladı. Domino etkisi böyle oluştu.

İŞİD’in Şii mezhebine yönelik uyguladığı dehşet politikası, karşıtını doğrudu. Karşıt ama benzer yöntemi uygulayan yapılar var etti. Mezhep ve ideoloji olarak karşıt ama yöntem olarak ortak yapılar türemeye başladı. Mezhepleri Sünni ve Şii ama yöntemleri aynı olan, yani mezhepte ayrı, meşrebte ayni olan örgütlerin doğmasını sağladı.

Bu domino etkisi Afrika kıtasına da sirayet etti. Bokoharam örgütü, İŞİD’in bir başka versiyonu. Somali ve Nijerya’da yaşananlar da Ortadoğu'dakilerin aynısı. Pazar yerlerine araçlı bombalarla saldırma, yüzlerce sivili öldürme gibi kanun, kural, şeriat, hukuk ne varsa hiç birini tanımayan eylem türleri sergileniyor. Libya ve Yemen’de de benzer dehşet politikaları izleniyor, işidleşme süreçleri yaşanıyor.

Bir zamanlar halim selimlikleriyle  Hz. İsa’nın havarilerine benzetilen Fetocular da işidleşme sürecinden etkilenmiş olmalılar ki, 15 Temmuz’da binlerce sivilin üzerine tank ve uçakla saldırmaktan kaçınmadılar. Bu olay tek başına domino etkisinin ne kadar nüfuzlu ve tehlikeli olduğunu gösteriyor.

Etnik temlede savaşan PKK de İŞİD’ten etkilendi. Siyasi sürecin bitmesinden sonra başlayan zaman diliminde ve Kobani’den sonra bu örgüt de adım adım benzer yöntemleri uygulamaya başladı. Biri sözde dini hareket, ötekisi marksist ve ulusalcı ama yöntemde benzeşme süreci yaşanıyor.  Antep, Ankara, İstanbul, Hani, Van, Bismil, Diyarbakır, Kayseri... patlamları. Bunlardan iki tanesini İŞİD, diğerlerini de PKK yaptı. Bu gidiş, aynileşme ile de sonuçlanabilir. Domino etkisi dediğimiz budur.

Suriye rejimine karşı savaşan bir dizi örgüt var. Onlar da bu süreçten etkileniyor. Onlar da, bu bölgede başarılı olmanın yolunun dehşet politikaları izlemekten geçtiğini düşünüyor ve güçlerinin yettiği yerde uyguluyor.

Terördeki domino etkisi devletlere de sirayet edebilir. Nitekim Suriye rejimi de başından itibaren benzer dehşet yöntemleri uyguluyor. Rejim ve rejimin yanında savaşanlar da ona karşı savaşanlar da işidleşti, işidleşiyor. Eğer bu İşidleşme sendromu veya bu terördeki domino etkisi bölgedeki tüm devletlere de sirayet ederse, asıl kıyamet o zaman kopar.

Biz, kim tarafından yapılırsa, yapılsın; yapanın dinine, mezhebine, etnik kökenine ve ideolojisine bakmaksızın ve onlar arasında ayrım yapmaksızın tüm şiddet ve terör olaylarını, insanları öldürenleri telin ediyor, onları bütün müslüman halkların yaşamını, onurlarını ve varlıklarını tehlikeye atanlar olarak görüyor ve onların müfsidün filarz olduklarına inanıyoruz.

Dini, mezhebi, etnik kökeni ve ideolojisi ne olursa olsun, hepimizin şiddete, teröre ve insan öldürmeye karşı durması gerekir.

Şiarımız: “İnsanı öldürmeye hayır, insanı yaşatmaya evet” olmalı.

İki hususu da belirtmeden geçemeyeceğiz:

Taliban ile başlayan ve işidleşme şeklinde devam eden bu sürece katılan tüm örgütler, birileri tarafından kullanılıyor. Kullanılan hiç bir hareket ve örgüt de özgün ve özgür olamaz. Özgün ve özgür olmayandan da hayır gelmez.

Bunları kullanan tüm devletlere de bir hatırlatmamız olacak:

Herbiriniz bir veya birkaç örgütü kendi ulusal çıkarlarınız için destekliyorsunuz. Hepiniz ateşe kürükle gidiyorsunuz. Bu ateş, dönüp dolaşıp hepinizi yakar ama en çok da masum sivillerin evni yakar. Onun için biz siviller ve sivil hareket olarak hepinize çağrı yapıyoruz: Hiç biriniz, hiç bir silahlı örgütü desteklemeyin. Aksi halde hepiniz mesulsunuz olanlardan ve olacaklardan.

İkinci ve son husus da şudur:

Bugün Doğu Asya’dan Afrika’ya kadar olan bölgede kök salan ve tüm dünyayı tehdit eden törörün oluşmasına zemin hazırlayan ilk adım, 24 aralık 1979 tarihinde Sovyetler’in Afganistan’ı işgal etmesiyle atıldı. Afganistan işgal edilmeseydi, Taliban ve Elkaide doğmayacaktı.

İkinci adım, Amerika’nın 20 Mart 2003”te Irak’ı işgaliyle atıldı. Bu işgal de İŞİD”i doğurdu, Suriye”deki iç savaş ta onu besledi.

İslam dünyasını ateşe veren terörün ana nedenleri, Rusya ve Amerika’nın islam dünyasına müdahalelerinde gizlidir. İslam dünyası, bu iki emperyalst gücün müdahelelerinin yol açtığı gelişmelerin bedelini ödüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Öze Dönüş | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : Van Öze Dönüş Der Tlf: 432 212 10 18 | Haber Scripti: CM Bilişim