• BIST 8718.11
  • Altın 2246.456
  • Dolar 32.3338
  • Euro 35.1962
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 1 °C
  • Van 3 °C

Müfsidün fil-Arz Olan Trump’ın Ateşle Oyunu

Müfsidün fil-Arz Olan Trump’ın Ateşle Oyunu

 

 

                 

Müfsidün fil-Arz Olan Trump’ın Ateşle Oyunu

1967’de Kudüs’ün doğusunu da işgal eden Siyonist rejim, 1980’de bütün Kudüs’ü kendi başkenti yapma kararını almıştı. 1995 yılında ABD Kongresi de aldığı bir kararla Kudüs’ü Siyonist rejimin başkenti olarak kabul etmişti. 7 Aralık 2017’de de Trump’ın imzasıyla uygulamaya geçirilen bu kararla, üç semavi din için kutsal olan ve Hz. Musa’nın, Hz. İsa’nın ve Hz. Muhammed’in ortak mirası sayılan Kudüs, Siyonist yahudilere verilererk üç din arasında yeni bir savaşa neden olabilecek fitnenin fitili ateşlenmiştir.

Trump, cehaletinden neş’et eden cesaretle uluslararası hukuk ve normları dünya toplumları için ağır sonuçlar doğurabilecek, bölge ve dünya barışı için tehlikeli sonuçlar oluşturabilecek şekilde ihlal etmektedir. Trump aldığı kararlarla, müslümanlara, BM kararlarına, Çin, Rusya ve AB gibi büyük güçlere ve dünya kamu oyuna karşı hadsiz meydan okumakta, herkesin kendi kararlarına saygı duymasını istemektedir. Trump, BM ile alay edercesine BMGK’nin 1980’de İsrail’in Kudüs’ü ilhakını ve başkent kararını geçersiz sayan 478 sayılı kararını hiçe sayıp kendini dünyanın tek karar alıcısı gibi göstermektedir.

Kudüs’ün tamamının Siyonist rejimin başkenti olması demek, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti ihtimalinin önünü kesmek, ikili bir devlet modeline ve çözümüne geçit vermemek demektir.

Trump, bu kararıyla Filistinlileri kıt ve yok imkanlarıyla öfke patlamasına yöneltip modern silahlarla donattığı Siyonist rejime öldürtecek ve öte yandan da Filistinlileri terörist ilan edecek. Trump, Müslümanların kırmızı çizgisi olan Kudüs üzerinde ateşle oynayarak Ortadoğu’da savaşlar çıkarmaya çalışan tam bir müfsidün fil-arz ve fitneci rolünü oynamaktadır. Esasen Trump, sadece Ortadoğu değil, dünyanın bir çok noktasında da benzer savaşları tetiklemeye çalışan global provokatör olma yolunda dengesizce ilerlemektedir.

Trump’ın bu kararı almasında Suriye ve Libya’nın dağılması, başta Suudiler olmak üzere bazı Arap liderlerin Filistin davasını satma manasına gelecek şekilde Trump ile ittifakı etkili oldu. Çünkü Trump, Arap liderlerinin ciddi bir tepki koyamayacaklarını öngörüyor. Zira Arap liderleri bir bakıma Trump’ın suç ortağı konumundadırlar. Özellikle de Suud Veliahdı Prens Muhammed bin Selman ve BEA Veliahdı Prens Muhammed bin Zeyd el-Nahyan Trump’ın işbirlikçisi hainlerin başında gelmektedirler. Bu sebeple olsa gerek ki, Siyonist analistler, Trump’ın kararına karşı gösterilen tepkilerin bir anlam ifade etmeyeceğini, Arap ve İslam dünyasında caydırıcı bir gelişmenin olmayacağını söylüyorlar.

İslam dünyasında en etkili tepkiyi koyabilecek iki ülke İran ve Türkiye’dir. İran, zaten başından beri İsraille yarı savaş halinde. Diğer müslüman ülkeler arasında diplomatik ilişkileri kesmekten söz eden ve daha Trump kararını açıklamadan Kudüs’ü kırmızı çizgi ilan eden ilk ve tek ülke Türkiye oldu. İran ve Türkiye’nin çabaları, bütün İslam ülkelerinin, Kudüs’ün Filistinin ebedi başkenti olduğu kararını kesin ve bağlayıcı bir şekilde almalarını sağlayacak cihette olmalı.

Amerika’yı bu kararından kendisine karşı uygulanacak yaptırımlar caydırır. Kuru laf ve görültüler, Trump’ı hizaya getiremez.

Dünya Müslüman Alimler Birliği Genelsekreteri Karadaği’nin, ‘tüm İslam ülkelerinin ABD’ye diplomatik ve ticari baskı uygulama’ önerisi, İslami Cihad Sözcüsü Davud Şihab’ın, ‘Arapların ve müslümanların ABD’yi dost ve müttefik edinmeyi durdurmaları, Arap Barış Girişiminin geri çekilmesi, İsrail ile normalleşmeyi durdurmaları ve İsrail elçiliklerinin kapatılması’ teklifi ve Mukteda Sadr’ın, ‘Müslüman ülkelerdeki Siyonist rejim elçiliklerinin kalıcı, Amerikan elçiliklerinin de geçici olarak kapatılması’ önerisi gibi somut adımların İslam ülkeleri tarafından atılması anlamlı sonuçlar doğurur.

Trump’ın bu hamlesi karşısında susmak veya pasif kalmak, çok daha büyük ve tehlikeli sonuçlara yol açacaktır. Devletlerin geliştireceği tepkilerden ayrı olarak milletlerin sosyal medya üzerinden göstereceği tepkiler, yürüyüş ve protestolar, bildiriler, toplantılar, boykotlar büyük bir önem ve anlam taşımaktadır.

Müslüman devletler ve milletler olarak Trump’a geri adım attıramazsak, Kudüs’e veda etmemiz gibi dramatik ve zillet içeren bir tehlikeyle yüzleşmemiz kuvvetle muhtemeldir.

Öze Dönüş Hareketi

 

                 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Öze Dönüş | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : Van Öze Dönüş Der Tlf: 432 212 10 18 | Haber Scripti: CM Bilişim