Bismillahilalim
'Öze Dönüş'ün yedinci sayısını siz kıymetli okuyuculara ulaştırma imkanını bize bahş eden Rabbimize minnetdarız.
Yedinci sayının kapak konusu, yayın kurulumuz tarafından 'sivil mücadele' olarak belirlenmişti. Kapak konusunun belirlenip yazarlara iletildikten bir ay sonra 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. Kapak konusunu darbenin analizine ayırıp ayırmama hususunda yapılan değerlendirmeler sonucu üç nedene binaen derginin kapak konusunu değiştirmedik:
Birincisi, üç aylık dergilerin kapak konuları önceden belirlenip hazırlık yapıldığı için konunun değiştirilmesi programın aksamasına ve gecikmelere yol açmaktadır.
İkincisi, darbe girişiminin duyulduğu andan itibaren sayısız televizyon ve radyo kanalı olayları canlı vermeye başladı ve sonrasında da haftalarca çok sayıda gazeteci, yazar, akademisyen, siyasetçi ile konuyu enine boyuna analiz etti ve ediyor. Bütün bir medyanın her yönüyle konuyu haftalarca ve canlı bir şekilde işlediği bir ortamda üç aylık dergilerin de bu tür konulara eğilmesi doğru bir tercih olmazdı. Zira güncel konular dergilerin işleyeceği konular olmaktan çıkmıştır.
Üçüncüsü, Öze Dönüş; düşünce dergisi olmaya, fikir üretmeye, yapılması gerekenlerin fikri arka planını oluşturmaya aday bir dergi olduğu için kendi misyonunu ifa etmelidir. Darbenin analizi televizyonların, radyoların ve gazetelerin görevi idi ki, bu sorumluluğu yerine getirdiler, getiriyorlar.
Kapak konusunu mezkur nedenlerden dolayı darbeye ayırmasak da dergimizde darbeyle ilgili üç yazı yer almaktadır. ( Necmettin Karasu, Necmi Kaya ve Alaattin Bilmez'in yazıları )
Öze Dönüş Hareketi de darbe teşebbüsünün duyulduğu ilk saatlerde darbenin ülkemize ve halkımıza nelere mal olacağını öngörerek herkesi darbeye karşı meydanlara çağırmış ve kendi gönüldaşlarıyla da alanda darbecilere karşı direnmiş ve bedel ödemiştir. Eğer milletçe bu direniş gösterilmeseydi, Batının desteğindeki FETÖ aracılığıyla ikinci bir Suriye dramının kurbanları olmayı tecrübe ediyor olacaktık. Hangi sebeple olursa olsun o geceki direnişe katılmayanlar ve hatta direnişe karşı çıkanlar bile eğer darbe başarılı olsaydı bugün darbenin kurbanı olmayı acı bir şekilde tecrübe ediyor olacaklardı.
Başka toplumlar için de örnek olma potansiyelini ve vasfını taşıyan bu sivil direnişte en kıymetli varlıkları olan hayatlarını feda edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyoruz.
Dergimizin kapak konusunu sivil mücadele olarak belirlememizden bir süre sonra darbe girişiminin olması ve muazzam sivil direniş gösterileriyle başarısız kılınması, tesadüf oldu. Yaşadıklarımız, ele aldığımız konunun isabetliliğini göstermektedir.
Dinamik ve seyyal olan hayatın yarattığı değişimler, sivil mücadele konususnu önce teorik bağlamda gündemleştirmemizi gerektiriyor. Teorik değerlendirme ve tartışmalarımız da stratejik bir amaca binaen yapılmalıdır. Sivil mücadele üzerinde yapacağımız nazari çabalarımızdan pratikte uygulanabilir ameli stratejiler üretebilmeliyiz. Değerler manzumemizdeki sabitelerimizi koruyarak hedeflerimizi, pratiklerimizi ve yapılanmalarımızı güncelleyebilmeliyiz.
28 Şubat post modern darbeden beri İslami değerler temelinde şekillenmiş yapıların değişen koşullar karşısında stratejik amaçlı teorik değerlendirmeler, tartışmalar ve fikir üretmeler yapmadan sessizce ve de yeni düşünsel zeminler oluşturmadan yeni yönelimler ve tercihlerde bulunduklarırnı gözlemliyoruz. Kendi içlerinde ve kapalı devre değerlendirmeler mutlaka yapılmıştır ama kamu oyuyla paylaşılmayan, düşünsel arka planı tartışmaya açılmayan, nakli, akli ve tecrübi delillerle savunusu topluma açık olarak yapılmayan stratejik değişimler, kulvar değiştirmeler ciddi problemler içermektedir. Zira bu tür değişim geçirenlerin ya düşünsel bir arka planları yoktur veya yeni düşüncelerini kamuya açacak cesaretleri yoktur. Sebep hangisi olursa olsun, sonuçta kamu açısından fikirsiz bir değişim örneği oluşturmaktadırlar. Nedeni ve niçini açık olarak savunulmadan yapılan değişimler, eksik ve güvensiz olur.
Öze Dönüş Hareketi, 28 Şubat'tan sonraki dönemde hedeflerini ulaşılabilirlik ve erişilebilirlik açısından değiştirdi ve bu değişimin nedenlerini bütün delilleriyle kamuoyuyla paylaşıma açtı. Değişimlerinin nedenlerini gizli-kapaklı, sessiz ve kapalı devre içinde bırakmadı. 'Ortak Payda' kitabıyla kamuoyunun önüne çıktı.
Hayat seyyal olduğu için değişimin de tekamül yolunda devam etmesi ve yeni boyutlar kazanması gerekiyor. Sivil mücadeleyi de bu bağlamda gündeme taşıyoruz. Konu üzerinde değerlendirme ve tartışmalara devam edecek ve teorik değerlendirmelerden uygulanabilir stratejik düşüncelere ulaşmaya, ulaşılan sonuçları da yine kamuoyuyla paylaşmaya çaba göstereceğiz.
Örfi manadaki İslami cemaatlerin değişen şartlar ve yeni ihtiyaçlara binaen sivil toplum örgütleri formatına doğru bir evrilme içerisine girdiğini uzun süredir gözlemliyoruz. Yaşamın gerektirdiği veya dayattığı bu tür değişimlerin medeniyetler bağlamında teorik olarak analiz edilmeden, düşünsel temelleri tartışılmadan hayata aktarılmasının sağlıklı olmayacağını düşünüyoruz. Bu nedenle geniş bir kesimi ilgilendirdiğini düşündüğümüz sivil mücadeleyi stratejik düşünce bağlamında tartışmaya açmak istiyoruz.
Sivil mücadele ile ilgili bu sayıda beş çalışma yer almaktadır. (Zeki Savaş, Yavuz Yılmaz, Nihat Gür, M. Şah Biten ve M. Taş'ın yazıları)
Tuğba Gömüş, Betül Güngör Aydoğdu, Necmi Kaya, Selim kaval, Nesip Hiç Yılmaz, Sıddık Marsak, Erdal Açıkyol, Turan Demiradam, sabahattin Taşkın, ÖmerFaruk Demir ve şirin Kürdçe yazılarıyla Muhammed Feraşini ve Şehvan Karakoyun farklı alanlardaki düşünce üretimleriyle, makaleleriyle ve denemeleriyle okuyucularla buluşmaktadırlar.
Öze Dönüş dergisine abone olanlara, dergiyi okuyanlara, derginin dağıtımına ve tanıtımına katkı sunanlara teşekkürü borç biliyor, katkılarından dolayı ilahi ecre nail olmalarını diliyoruz.
Daha güçlü bir sekizinci sayıda buluşmak dileğiyle...
