• BIST 9716.77
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C
  • Van 14 °C

Öze Dönüş'ten Kamuoyuna:Kaybedilen Pusula Kudüs Gününde Bulunabilir mi?

Öze Dönüş'ten Kamuoyuna:Kaybedilen Pusula Kudüs Gününde Bulunabilir mi?

 

 

 

 

Bütün İslam ülkeleri ve bütün müslümanlar, İslam dünyasının mukaddes mekanlarından birinin işgal altında olmasından sorumludur. Duyarsızlığmız, bu sorumluluğumuzu azaltmaz, artırır. İhtilaf içinde olmamız, vahdeti yitirme sorumluğumuzu hafifletmez.


 

Bu gün, ramazan ayının son cuması ve dünya Kudüs günü.

Bu gün, İslam dünyasının mukaddes iki mekanından biri olan Kudüs’ün, Siyonist işgalci rejimin mezaliminden kurtarılması için ilan edilmiş bir direniş günü.

Dünya müslümanlarının kendi dahili politik ayrışmaları ve çatışmalarını bir kenara bırakıp evrensel bir soruna karşı birlik gösterebilecekleri bir gün.

Müslüman mazlum Filistin halkına zulmedenlere karşı isyan ve kıyamın yapılması gereken bir gün.

Filistin’de her gün onlarca zulmün çeşitleri icra ediliyor. Bu mübarek ramazan ayında elektirikleri kesildi. Yaz sıcağında soğuk sudan ve bir serinletici vantilatörden bile mahrum edildiler. Hastanelerde elektriksizlikten ameliyatlar yapılamadı, hastalar öldü. Evleri mumla aydınlattıkları için onlarca yangın çıktı ve çocuklar can verdi. Direnişçiler tedavi edilmesin diye ilaç ambargosu uygulandı. Mazlum müslüman bir halk topluca ölüme terk edildi.

Siyonist cezaevlerinde binlerce erkek, kadın ve çocuk Filistinli mahkum, insanlık dışı muamelelere tahammül ederek direnmeye çalışıyor. Dışarıdakilerinin de can ve mal güvenliği yok, iş imkanı yok, ticaret ve seyahat özgürlüğü yok, Kudüs’te ibadet etme özgürlüğü yok. Yokluğa mahkum edilmiş varlıklar olarak var olmaya, direnmeye çalışıyorlar.Milyonlarca Filistinli müslüman da hicret ve gurbet diyarlarında, sürgünde var olma mücadelesi veriyor.

Bu zulümler ve cinayetler İslam ülkelerinin medyasında yeterince yer almıyor. Medya ve siyaset yoluyla bu fecaatlere gerekli tepki gösterilmiyor.

Siyonist işgal, İslam dünyasının bağrına saplanmış ve her gün kanamaya yol açan bir hançer misali gibidir. Bu habis hançer, o yürekte durduğu sürece kanama devam edecektir. İşte Kudüs günü, o yürekteki yaraya merhem olma umuduyla ilan edildi. Dünya müslümanları, ellerinin altındaki imkanları o habis hançeri çıkarıp atmak için herekete geçirebilsinler diye Kudüs günü 38 yıl önce İmam Humeyni tarafından ilan edildi.

Ne var ki, başta Arap ülkeleri olmak üzere İslam ülkeleri pusulayı kaybetmiş, hedefi şaşırmışlar. Siyonist rejime yöneltmeleri gereken güçlerini birbirlerine karşı kullanmaktadırlar. Siyonist rejime uygulamaları gereken ambargoları birbirlerine karşı uygulamaktadırlar. Birbirleriyle yardımlaşmak yerine Siyonist rejimle gizli ve açık bir şekilde ilişki kurmak için yarışmaktadırlar. Güvenliklerini vahdette aramak yerine Siyonist rejime yanaşmak ve Büyük Şeytan’a yüzmilyar Dolarlar avanta vermekte aramaktadırlar. Kardeş ve dost bilmeleri gerekenleri düşman, düşman bellemeleri gerekenleri dost telakki etmekmtedirler. Filistin’e bir milyar Dolar yardım etmek bir yana, nefes boruları olan tünelleri bile başlarına yıkarken Büyük Şeytan’a yüzmilyar Dolarlar takdim etmektedirler. Bundan olsa gerek ki, istisnalar hariç, Arap olmayan İslam ülkeleri de Filistin davasına karşı duyarlılıklarını yitirmektedir.

Libya, Suriye, Yemen, Irak ve Afganistan’daki iç ihtilafları medenice çözmek yerine çatışarak çözme tercih edildiğinden, müslümanlar arası iç savaş ve bunalımlar bütün İslam dünyasını bölgesel bir buhranın eşiğine getirmiş ve Siyonist rejimi hem rahatlatmış hem de daha bir pervasızca cinayet işleme fırsatını vermiştir ona. Şimdi en keyifli ülkelerin başında Siyonist rejim ve en acılı ülkelerin başında da İslam ülkeleri gelmektedir.

Neden ve niçin? Sadece bu durum, uyanmamız için kafi değil midir? Yoksa hepimiz toptan helak olana kadar birbirimizle savaşmaya ve düşmanlarımızı keyiflendirmeye devam mı edeceğiz? Ne zamana kadar düşmanın kahkahaları altında silahlarımızı birbirimize doğrultmaya devam edeceğiz?

Arap ülkeleri ne zamana kadar Büyük Şeytan ile dans etmeye devam edecek? Arap ülkeleri ne zamana kadar Büyük Şeytan’ın tuzaklarının yemi olacak  ve onun alaycı bakışlarının altında pusulayı kaybetmiş şaşkınlar gibi yanlış hedefler peşinde koşacak?

Bütün İslam ülkeleri ve bütün müslümanlar, İslam dünyasının mukaddes mekanlarından birinin işgal altında olmasından sorumludur. Duyarsızlığmız, bu sorumluluğumuzu azaltmaz, artırır. İhtilaf içinde olmamız, vahdeti yitirme sorumluğumuzu hafifletmez.

Kudüs günü münasebetiyle bütün müslümanlara Kudüs ve Filistin sorumluluğunu bir kez daha hatırlatıyor, bu günün, İslam ülkeleri yöneticilerinin de doğru yönü gösteren pusulayı bulmalarına katkı sunacağını umut ediyoruz.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Öze Dönüş | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : Van Öze Dönüş Der Tlf: 432 212 10 18 | Haber Scripti: CM Bilişim