Mısıra hicreti Hz. İbrahim için yeni bir imtihanın başlangıcı olur. Mısırın birinci firavunu TOTİS güzelliği ile kendisine ihbar edilen Hz. Sare annemize musallat olur. İhbar üzerine Hz. İbrahim ve eşi tutuklanarak firavunun sarayına getirilir. Hz. İbrahim ve müstakbel eşi namaz ve dua ile Allahtan yardım dilemektedir. Allahtan bu zalimin kendilerine zarar vermemesi için dua ettiler. Rivayetlerde firavun annemize elini uzatmak isterken elinde ve vücudunda elem verici bir ağrı oluşur ve Hz. Sare annemize el dokunduramaz. Üç defa bu durum tekrarlanırken üçüncü seferde bir daha el uzatmayacağına söz verir ve saraydan gitmelerine müsaade eder. Hürya isminde bir kız kardeşini de onlarla tanıştırır. Hürya da bu çiftten etkilenir onlara mısırdan çıkmadan hediyeler verir. Bu hediyeler arasında tutuklu bulunun Hz. Hacer annemizi de hizmetlerine verir.
Hz. Hacer’in babası menf kabilesinin kralı idi ve bir savaşta firavun tarafından öldürüldü. Kıpti olan (mısırlı) Hacer annemiz, feraman bölgesinde ümmül arap denilen bir beldede yaşamaktaydı.
Mısırdan artık yeni yeri seb kavmi olacaktır. Kudüs ve Şam arasında yaşayan bu kavme hemen bir kuyu açarak, kuraklığın ve yokluğun hüküm sürdüğü bu kavim, peygamberin bereketiyle varlığa ve genişliğe kavuştu ama bunun kıymetini bilmediler.
Yeni yurdu katt veya kıtt denen yerdir. Hicretten önce kumaş ticareti yapan Hz. İbrahim yeni yurdunda çiftçilik yapmıştır. Bu arada Hz. Lut (as) sedum halkı ve amuriler içinde iken düşman bir kralın saldırısında esir olur. Durumu Hz. İbrahim duyunca 380 inanan Müslüman ile birlikte krala savaş açar ve Hz. Lut (as)ı kurtarır.
Hz. Sare annemiz yaşı ilerlemesine rağmen çocuğu olmamış, Hz. Hacer ile Hz. İbrahim (as) evlenmesine müsaade edilir. Bu evlilikten kısa süre sonra İsmail dünyaya gelir. Olay saffat suresinde genişçe anlatılmaktadır.
Kıskançlık dolayısı ile bir arada yaşayamamışlar ve hz. Hacer yine doğan oğlu İsmail ile birlikte Mekke ye bu günkü Kabe’nin olduğu yere bırakılır. Rabbine teslim olan bu eş, bu duruma sabreder.
Yiyecek ve içeceği biten Hz. Hacer annemiz safa ve merve tepeleri arasında birilerini bulur bir su bulur umuduyla yedi defa koşmuş, bu durum hatrına bu gün hacda bu gelenek devam etmektedir. Ve rabbimiz onları yalnız bırakmadı. Hz. Cebrail zemzem kuyusu ile yardıma gelmiştir. Bu imtihanı da başarmışlardır.
Çocukluk yaşında iken Hz. İsmail kurban edilmek istenecek ve Hz. İbrahim en çok sevdiği ile imtihan edilecektir. En sevdiği bile peygamberi Allah’ın emrini yerine getirmek noktasında tereddüde yer yermeyecek şekilde teslimiyet göstermiştir. İslam terbiyesi ile büyüyen çocuk, eşinin davetine teslim olan bir anne bu duruma sabretmiş ve kazanmışlardır.
Kâbe yeniden inşa edilmiş ve harem sınırları tekrar dikilmiş ve belirlenmiştir.
Hz. İbrahim 200 yıl ömür yaşamış ve dünyada peygamberimize en çok benzeyen insan olduğunu hatırlatırız. Faziletleri saymakla bitmeyen ulul azm peygamberi Hz. İbrahim Kudüs’te vefat etmiş ve halilulrahman denen yerde meftundur. Eşi Sare annemizin yanına defnedilmiştir.
Tarihte ilklerle bilinir, ilk sünnet olan, ilk Hanif Müslüman diye tabir edilen, ilk tırnak kesen, saç bakımı yapan, bıyık kısaltan , ayakkabı giyen insandır.
Miraçta efendimiz aracılığı ile ümmete selam gönderen Hz. İbrahim peygamber , cennete fidan dikmemizi tavsiye etmiştir. Bu fidan, sübhanallah velhamdulillah ve lailaheillallah allahu ekber, la havle vela kuvvete illa billah. Demektir. Der. Bu fidanın takvayı korumakla bakım istediğini belirterek, tüm peygamberlere ve inananlara selam olsun diyorum.