Kitabın Adı: Adını Arayan Coğrafya
Yazarı: İbrahim Sediyani
Yayınevi: Özedönüş Yayınları
Basım Tarihi: Eylül 2009
Sayfa: 320 Sayfa.
Fiyatı: 12 ytl.
Özedönüş Yayınları Sipariş: 0212 597 21 64
0536 851 92 43
İnternetten Sipariş: www.kidap.com.tr
Ekin Kitap'tan Sipariş: 0 212 524 10 28
Bu kitap, yıllar süren gezi ve araştırmalar sonucu hazırlandı...
Doğu ve Güneydoğu’daki köylerin Kürtçe isimleri bu kitapta... Karadeniz’deki köylerin Lazca ve Gürcüce isimleri bu kitapta... İç Anadolu’daki Kürt köyleri bu kitapta... Türkiye’deki Çerkez köyleri bu kitapta... İsimleri değiştirilen yerleşim birimlerinin Kürtçe, Lazca, Gürcüce, Ermenîce, Rumca, Arapça, Çerkezce olan eski gerçek isimleri bu kitapta...
Araştırmalarını Avrupa’da da sürdüren yazar, “asimilasyon politikalarının” dünyadaki uygulamalarını inceledi ve binlerce örnekle dünyadaki asimilasyonu deşifre etti.
TAKDÎM
“Allah, Âdeme bütün isimleri öğretti.” (Bakara: 31)
İsimler, temsil ettikleri mânâları dile, yazıya ve hayata taşıyan simgelerdir. Bazı isimler ise ortak hafızanın ve tasavvurun seslerden ve harflerden örülmüş anlam katarlarıdır…
İsimler; inançların, kültürlerin, dünya görüşlerinin emanetçisidir.
Türkülerin, şiirlerin, ağıtların ifade aracı; öfke ve sevinçlerin aktığı mecradır…
Bunun içindir ki otoriter rejimler ilk olarak isimleri değiştirirler. İsmi değiştirilenin “özünün” de değişeceğine olan inançla hedef alınmıştır isimler, kelimeler ve diller.
Beldelerin ismi değiştirildiğinde “belleklerin” de değişeceği umulmuştur.
Asimilasyon politikalarının en etkili yöntemlerinden birisi dilin ve kelimelerin değiştirilmesidir.
Asimilasyon, kültürel etkileşim değildir. Süreç içerisinde gerçekleşen doğal bir değişim de değildir. Gönüllü bir kabulleniş ve içselleştirme de değildir asimilasyon.
Asimilasyon, halkların baskıcı yöntemlerle “dönüştürülmesi” veya sofistike yöntemlerle başkalaştırılmalarıdır. Asimilasyon politikaları özgür iradeyi ve seçme hürriyetini değil, cebir ve zorlamayı esas alır.
İnsanlığın üretimine saygısı olanlar insanlığın ürettiği maruf olan her şeye sahip çıkmak durumundadır. Bir tarihi esere sahip çıkıldığı gibi tarihten gelen isimlere de saygıyla bakıp sahip çıkmak insanlığın üretimine saygı duymanın ve insan olmanın gereğidir.
Tarihe ve tarihi olana kastetmenin adı barbarlıktır. İnsanlığın kültürel değerlerine ve üretimine kastetmek cinayetlerin en büyüğüdür.
Dünya ve yaşadığımız ülke asimilasyonun en yıkıcı, en merhametten yoksun olanlarına tanıklık etmiştir.
Yüzlerce dil yasaklanmış/unutturulmuş/unutulmaya terk edilmiştir.
Binlerce yerleşim yerinin adı nevzuhur ve yapay olan yenileriyle değiştirilmiştir.
Egemenler, yalnızca ordularıyla değil; empoze ettikleri kültürleri, dayattıkları dilleri ve kelimeleriyle de halkları kuşatmaya almışlardır.
“Adını Arayan Coğrafya” söz konusu küresel ve yerel ölçekli kuşatmanın meydana getirdiği tahribatı/tahrifatı deşifre etmesi yönüyle önemli bir çalışmadır.
Kitapta dünyada ismi değiştirilen coğrafyaların yanı sıra Türkiye’deki 40 il, 368 ilçe ve 7526 köyün de maruz kaldığı asimilasyona dair bilgilere yer verilmiştir.
Bu eser, yayın evinin ismiyle de mütenasip olarak, coğrafyaların kadim isimlerini elden geldiğince bir araya getirmesi açısından anlamlı bir çalışma olarak kayda geçmelidir.
Özedönüş Yayınları